Ukrayna referandumu sonuçları hakkındakı tartışmaya Marianne Thieme’nin katkıları
Sayın başkan,
Hollanda halkı referandumda Ukrayna Sözleşmesine hayır dedi, ama başbakana göre Hollanda milletinin düşüncelerinden daha önemli konular var. Halbuki sonuç, milletin çıkarlarından daha önemli olması halinde HAYIR değil gibi bir HAYIR değil, gayet açık ve net bir HAYIRdı. Koşul olmayan, tekrar görüşme gerektiren bir yaptırım olmaksızın. Demokrasilerde seçmenlerden daha üst bir otorite yoktur ve seçilen temsilciler ara seçimlerde çıkan sonuçlara saygı göstermek ve uygulamakla yükümlüdür. Her türlü yan çizme, seçmene verilen sözden dönme, demokrasimize vurulan bir darbedir, bu da başbakanın savunacağını belirttiği menfaatlere ters düşmektedir.
Başbakan taahhüt ettiği tarih olan 1 Kasım’a yetişemedi. Meclis, kendisini ciddiye alıyorsa yeniden görüşme yaptırımını kabul etmemelidir. Meclisin çoğunluğu sonuçlara saygı göstereceğine dair Hollanda halkına söz verdi. İlk “yeniden görüşme”, halkın güveninin azalması için yeterli olmuştu. Bu nedenle ikinci “yeniden görüşme yaptırımı” meclis için kabul edilemez.
Anlaşmanın imzalanmasının kaçınılmaz olduğunu savunan, söz gelimi “Rus ayılarının kış uykusundan uyanacağını” söyleyen tehditler, politik tiyatrodan başka bir şey değildir. Başbakan, Rus ayısını Ukrayna anlaşmasını imzalamak için belirleyici sebep olarak göstermekte. Aynı başbakan, Hollanda’nın Rusya doğalgazının kesişme noktası olması için hızlı adımlar atmakta. Rus ayısına bağımlı olmak istemeyen, ondan doğalgaz almayı da bırakır. Gereken budur, Ukrayna anlaşması değil!
Sayın başkan, biz daha önce de anlaşmalar konusunda tehditler duyduk. 2005 yılında dönemin başbakanı Balkanende ve bakan Brinkhorst’un sözlerini hatırlatmak isterim: Avrupa anayasasına karşı oy vermek Hollanda için yıkıcı olur. “Zamanla Hollanda’da ışıklar söner ve ülkemizin kapısına kilit asmak zorunda kalırız” demişlerdi. Avrupa Parlementosu daha çok güç kazanacağından dolayı Avrupa bir “süper eyalet” olamaz diye belirtmişlerdi. Daha demokratik olacaktı. Ama tersi ortaya çıktı. Dönemin başbakanı Balkanende “hayır”ın sonuçları konusunda uyarmıştı. Balkanende “hayır”ın yeni görüşmelere ve daha iyi sonuçlara yol açacağını düşünmeyi saflık olarak nitelendirmişti. Kendi sözleri aynen şöyleydi: “Diğer ülkeler şunu düşünecek: şimdi bunu başardın, refeandumu alamadın, sonuçlarına katlanacaksın”.
İç işleri açısından yasal olarak bağlayıcı bir bildirimin paratonerden bir farkı yok. Hollanda bankaları ve sigorta şirketlerinin paraları ile Ukrayna’da, Avrupa’nın en yozlaşmış, herşeyin rüşvetle döndüğü ülkesinde, mega büyükbaş hayvan tesisleri kuruldu. Bu ticaret anlaşması sonucunda bu ayıp örtülmek yerine daha da büyütülecek. Ukrayna ticaret anlaşması aynen TTIP ve CETA gibi durumun kötüye gitmesine sebep olacak. Tek yol bu sözleşmenin feshi.
Ukrayna anlaşması etrafında Hollanda’dan daha büyük sorunlar mı var? Sayın başkan, bizden büyük bir konu varsa o da Ukrayna gibi yozlaşmış ülkelerle yapılması planlanan anlaşmalar karşısında korunması gereken demokrasimizdir. Kış uykusundan uyanacak Rus ayısından çekinenler hesaplaşmak yerine kendisini korumalıdır. Yönetmek ileriyi görmektir, yok saymaksa kafayı kuma gömmek. Bu bağlamda ben de o zaman bio endüstrinin sonlandırılmasının yanındayım!
Chairman,
The Dutch citizens have voted ‘no’ to the EU-Ukraine referendum. However, according to the Dutch Prime Minister Rutte, there are interests greater than those of our citizens, even though the result of the vote could not have been more clear. They did not vote “NO, provided that” or “NO, expect when there will be negotiations” or “NO, unless there are greater interests than the will of the citizens”: they voted NO. Without reservations or a mandate to renegotiate. In a democracy, there is no greater authority than that of the voter and of the elected representatives who promised to respect the result of an intermediary consultation of our voters. With each loophole that is sought in order to do something that goes against the voters’ wishes, our democracy is undermined. And with it, our interests that the Prime Ministers supposedly wants to defend.
The Prime Minister has failed to meet the deadline of 1 November. If the Lower House has any self-respect, it will not agree to yet another renegotiation mandate. A majority in the Lower House has promised our Dutch citizens to respect the result of the vote. The first renegotiation already led to a serious breach of faith with the Dutch people. Another renegotiation is truly unacceptable.
Threats about “having woken sleeping Russian bears” as a supposed reason to sign the referendum, are merely forms of political theatre. It is striking that Prime Minister Rutte should name the “Russian bear” as the main reason to sign the Ukraine referendum, since that same Prime Minister is running his legs off to turn the Netherlands into a gas hub for Russian natural gas. If we want to stop being dependent, we should stop buying natural gas from the Russian bear. That will be effective; unlike a trade agreement with Ukraine.
Chairman, we have heard this use of strong language and threats around an agreement before. Please let me remind you of what Minister Brinkhorst and Prime Minister Balkenende said in 2005: a vote against a European constitution would, in the long run, prove fatal for the Netherlands. “Eventually, the lights will go out in the Netherlands and our country will be closed to the world,” they said. According to them, Europe would not become a superstate, because the European Parliament would “gain more competences”. Instead, it would become more democratic. The opposite turned out to be true. Prime Minister Balkenende warned of the consequences of voting ‘no’. According to him, the belief that a ‘no’ could lead to new negotiations with better results was naïve. I quote: “The other countries will say: this is what you have achieved, the result of your referendum was no, now you will have to face the consequences.” End of quote.
A legally binding declaration is nothing more than a lightning conductor for domestic use. Money from Dutch banks and credit insurers has been used to pay for huge factory farms in Ukraine, the most corrupt country in Europe. The free trade agreement will not end this disgrace, Chairman; it will merely be a further stigma of shame. Like CETA and TTIP, the Ukraine agreement will only make things worse. It deserves nothing more than a proper repeal Act.
Is the issue around the Ukraine agreement bigger than the Netherlands alone? Chairman, if there is one thing that is bigger than us, it is our democracy that deserves protection against trade agreements with corrupt countries such as Ukraine. Those who claim to fear a woken Russian bear, would do well not to seek confrontation, but to avoid it. To rule is to look forward, and to ignore is to bury one´s head in the sand. And in that context, I take the view that we should put a definitive end to factory farming!