Mari­an­ne’nin Blogu: Daha az et, daha az sıcak!


9 Temmuz 2019

Hollanda'ya yaz geldi. İnsanlar soğuk bir içecekle veya suya atlayarak serinleyebilirken, hayvancılık endüstrisinde tutsak haldeki milyonlarca hayvan temiz havasız, kapı ve penceresi dahi olmayan, sımsıkı kapalı ahırlarda tutuluyor. Mezbahaya taşınan hayvanlarla tıka basa dolu kamyonların içindeki sıcaklıların dayanma sınırının üstünde olduğunu ve hayvanların bazen mezbahaya ulaşmadan, havasızlık ve sıcaktan telef olduğunu görüyoruz. Çok içler acısı bir görüntü.

Hollanda Hayvanları Koruma Partisi (PvdD), bu nedenle geçtiğimiz ay Tarım Bakanından acil tedbirler alınmasını talep etti: ahırlarda daha az hayvan barındırmak, hayvan başına daha fazla yer, korunak alanı bulunan serbest dolaşım sahaları ve sıcak günlerde hayvan nakli yapılmaması. PvdD’ye göre, nasıl insanlar için “Ulusal Sıcak Hava Planı” varsa, hayvanlar için de olmalıdır. Hayvanları çöp veya artık ürün gibi değil, hisleri olan canlılar olarak ele almanın zamanı çoktan gelmiştir.

Yeni oluşturulan Avrupa Parlamentosu'nun ilk toplantısında, Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilimiz Anja Hazekamp, ​​hayvanların taşınma sırasında çektikleri sefaleti derhal gündeme aldı. Anja, Avrupa Parlamenterlerinin en güçlü silahlarından birini kullanıyor: meclis soruşturma komitesi. Bu yolla soruşturma sırasında şahitler çağırabilir, belge talep edebilir, duruşmalar düzenleyebilir ve gerçeği bulmak için misyonlar üstlenebilir. Anja, önümüzdeki dönemde komiteye yeterli desteği bulmak için elinden geleni yapacak. Avrupa Parlamentosu hayvanları yeniden hayal kırıklığına uğratamayacak.

Neyse ki Anja’ya artık ek bir destek var: son Avrupa seçimlerinden sonra Francisco Guerreiro (Portekizli kardeş partimiz PAN’dan) ve Martin Buschmann (Alman kardeş partimiz Tierschutzpartei’den) da AP milletvekili oldular. Avrupa Parlamentosu’nda hayvanlar için üç süper güç!

Anja Hazekamp iş arkadaşları Francisco Guerreiro (PAN) ve Martin Buschmann (Tierschutzpartei) ile birlikte.

Üç AP milletvekili, çok büyük önem taşıyan Tarım Komitesinde yer almayı başardılar. Hayvancılık endüstrisine direnmek ve gerçekten sürdürülebilir, bitki bazlı tarıma geçişi hızlandırmak için mükemmel bir yer. Ayrıca Mercosur anlaşması gibi art niyetli ticaret anlaşmalarına son vermek için de en uygun yer. Bu anlaşma şimdiye kadar yapılan anlaşmaların en büyüğü ve bu da Avrupa pazarına Brezilya ve komşularından büyük miktarda kötü şartlarda yetişmiş piliç, kusurlu dana eti ve aşırı miktarda tarım ilacı içeren şekerin girmesine neden olacaktır. Bu hayvanlar, insan hakları, doğa ve çevre için bir felakettir. Ancak Avrupa Komisyonu, yeni AP milletvekilleri seçilmeden önce alelacele bu anlaşmanın kabul edilmesine dair bir karar aldı. Avrupa demokrasisi için bir alay konusu. Neyse ki anlaşma henüz kesinleşmedi. AP milletvekillerine birer e-posta yazın ve bu felaket planına destek vermemelerini isteyin.

Bu arada, hala bir iklim krizi yaşamaktayız. Hollanda hükümeti yakın zamanda İklim Anlaşması olarak adlandırılan bir anlaşma imzaladı. Yine, en az on yıl boyunca acil önlemlerin alınmasının ertelenmesine yol açan, hükümetin çok saçma “ama ürünlerin uygun fiyatlı ve kararların az da olsa sevimli kalması gerekli” argümanını sanki mazeretmiş gibi kullandığı bir uzlaşmadır. Böyle yaparak hiç de sevimli olmayan, çok pahalıya mal olacak ve çok ciddi sonuçlara yol açabilecek riskler alınmaktadır.

Bu iklim planı ile hükümet, iklim krizi ile mücadele konusundaki mahkeme kararını da görmezden gelmektedir. Hayvancılık endüstrisi nihayet bir sorun olarak kabul edilmeye başlandı ancak daha büyük bir sorun olan hayvan sayısının azaltılması hala pazarlık konusu bile edilmiyor. Bakanlar Kurulu'nun şu anda yaptığı tek şey, hayvan yetiştiriciliği için kim bilir kaçıncı kez ek sübvansiyon sağlamak. Bu sektörü bırakmak istediklerini bildiren domuz çiftçileri için para, “kahverengi” elektrik için daha fazla gübre fabrikası ve daha fazla kapalı ahıra onay vermek.

Hollanda’daki biyokütle santraline karşı çocukların protestosu.

Ağaç kesimini de unutmayalım. Hükümet bir yandan birkaç ağaç dikerken diğer taraftan biyokütle santralini sübvanse ediyor. Bu da, bu fırınları beslemek adına büyük miktarda ağaç kesilmesi anlamına geliyor. Sonuç olarak, tasarruf edilenden daha fazla emisyon ortaya çıkıyor. Bu nedenle, bu anlamsızlığı durdurmak ve hem kömür hem de odun yakılmasını yasaklamak için bir yasa değişikliği önerdik.

Geçen hafta, on iki yaşındaki Cain, odun yakma sonucu ortaya çıkan biyokütleyi protesto etmek ve temiz hava için ulusal bir çocuk yürüyüşü düzenledi. Eğer çocuklar kendi sağlıkları ve gelecekleri konusunda endişelendikleri için sokaklara çıkmak zorunda kalıyorlarsa, bu hükümetin büyük bir ayıbıdır. Bu çocukların biyokütle şirketlerinin arkasındaki propaganda makinelerinden korkmuyor olmamaları ise harika. Cain, belediye meclisine ve bakanlar kuruluna da tek bir mesajla seslendi: sağlığımızı ve doğamızı yeniden öncelik sıralamasında bir numaraya yerleştirin. Muhteşem!

Meclis yılı her sene, politikacılar, yöneticiler ve gazetecilerin kendilerini utanmadan, çevreyi kirleten et sektörünün bir reklam aracı olarak kullandırdıkları bir mangal partisiyle sona erer. Bakanların, devlet bakanlarının ve milletvekillerinin tek bir endüstrinin sponsoru oldukları bir yemeğe katılıyor olmalarını çok şaşkınlık verici buluyoruz. Hayvancılık ve et endüstrisi, kısa ve mutsuz bir hayattan sonra her yıl 600 milyon hayvanın ölümünden sorumlu olduğu için büyük bir baskı altında. Dier & Recht tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yılda 2,7 milyar kanun ve kural ihlalinin gerçekleştiği bir endüstri. Bu durum politikacıların kalbine giden yolun midelerinden geçtiğini düşündüren bir izlenim yaratıyor.

Et lobisi mangal partisine tepkiler giderek artıyor. Meclisin hemen yanında yapılan alternatif vegan mangal partisi her geçen yıl daha da kalabalıklaşıyor ve renkleniyor. Bu sene de çok keyif aldık!

Hollanda Hayvanları Koruma Partisi ekibi vegan mangal partisinde.

Son olarak, yaza başlamadan bir iyi haber: Önergemiz sayesinde bakanlığın, zehirsiz bölgeler kurarak çiçek soğanı yetiştirilen bölgeler civarından yaşayan sakinleri böcek ilaçlarına karşı koruması gerektiği kararı alındı. Tarım ilaçları, küçük çocuklar gibi hassas ve kırılgan kitleler için olumsuz sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bu nedenle, bu grupların daha iyi korunmaları önemlidir.

Bu yaz tatilinden önceki son blogumdu. Eylül ayında döneceğim ve ardından Portekiz'deki Dünya Konferansımız gündemimizde olacak. Hayvan hakları ve gezegenimizin iyileştirilmesi için kardeş parti ve STK'larımızdan onlarcası, bu uluslararası hareketi daha da güçlendirmek için bir araya geliyorlar. Eylül ayında sizlere daha fazla bilgi vereceğim.

Hepinize iyi yazlar!

Marianne