Hayvanları Koruma Partisi kıyafet seçimiyle güçlü bir mesaj verdi
Hollanda'da her yıl 19 Eylül Salı günü Prens Günü (Prinsjesdağ) olarak adlandırılır; bu, hükümetin bütçesini sunma ve kralın hükümetin gelecekteki planlarını açıkladığı yıllık bir tören günüdür. Bu gün, her zaman büyük bir medya ilgisiyle karşılanır ve bu günde Hollanda Hayvanları Koruma Partisi parlamenterleri, kıyafetleri aracılığıyla önemli bir mesajı paylaşma fırsatı bulurlar. Bu yılın mesajı şuydu: geçmişteki mücadeleleri geride bırakın ve insanların ve hayvanların geleceğini korumak için büyük çevre kirliliği yapanlara karşı kesin adımlar atın.
Parti lideri Esther Ouwehand, bu yıl radikal bir değişim çağrısını temsil eden parlak pembe bir tulum giydi. Ouwehand, kyafatiyle güçlü tarım lobisinin ve bilinçli olarak iklim ve hayvan hakları krizine katkıda bulunan siyasi partilerin masallarına son verme amacıyla bir hesaplaşma yaşattı. Ouwehand'ın tulumunun üzerinde sık sık duyulan üç yanıltıcı argüman yazılıydı: 'Isırgan otu da doğadır', 'Onlar hissetmezler' ve '30 yıl daha vaktimiz var'. Böylelikle Ouwehand, iktidardakilerin hayvan zulmünü ve iklim ile biyoçeşitlilik krizini ele almaktan kaçınmak için yaydığı mitlere göndermede bulundu.
Esther Ouwehand'ın pembe 'masal tulumu'.
Kıyafet seçimini açıklayan Ouwehand şunları söyledi: “Hayvanlar, iklim, doğa ve çevre alanlarında büyük değişikliklere doğru bir dönüm noktasındayız. Tarım lobisi, çıkar sahibi partiler ve politikacılar gibi muhafazakar güçler yıllardır buna karşı çıkıyor. İklim ve doğa krizi gibi büyük sorunları küçümsediler ve onlara karşı çıkan insanlarla alay ettiler. Birkaç tembel tek satırlık sözle, hayvancılık endüstrisindeki hayvanların çektiği acılar bir kenara itildi ve doğa krizi gülünç bir şekilde görmezden gelindi. Neyse ki artık neredeyse herkesin bunun artık bir artçı koruma harekatı olduğunun farkına vardığı noktadayız. Radikal değişim çok yakında. Ve Hayvanları Koruma Partisi bunu kollarını açarak karşılıyor. Hayvanlar her gün mega ahirlarda acı çekiyor. Tarımdan kaynaklanan sonsuz miktarda gübre ve toksin doğamızı tehdit ediyor ve iklim değişikliğine katkıda bulunuyor. Bu artık durmalı.”
Bütçe tartışılırken Hayvanları Koruma Partisi en azından aşağıdaki önlemleri savundu:
- Çiftlik hayvanlarının sayısında en az %75 oranında azalma.
- Fosil şirketlerine verilen sübvansiyonların derhal kaldırılması.
- Çevreyi en çok kirleten şirketlerin sürdürülebilir geçişe derhal katkıda bulunmaları gerekmektedir.
Korona pandemisinden sonra 'işler her zamanki gibi kaldığı yerden' devam etmemeli
Hayvanları Koruma Partisi'nin Hollanda Parlamentosu'na seçildiği 2006 yılından bu yana Bütçe Günü, partiden siyasetçilerin kendi kıyafetleriyle siyasi açıklama yaptığı bir an oldu. Örneğin 2020'de Ouwehand, COVİD-19 krizinden sonra "eski normale" dönüşün kabul edilemez olduğu uyarısını taşıyan ince çizgili bir takım elbise giymişti. Ouwehand, bu takım elbisesiyle, zoönozlardan (sadece Kovid-19 değil, aynı zamanda kuş gribi ve domuz gribi gibi insanlardan hayvanlara bulaşan diğer bulaşıcı hastalıklardan) kaynaklanan pandemik tehdidinin hala yeterince ciddiye alınmadığına dikkat çekti. Küresel korona salgınından sonra bile iktidardakiler hayvanların sömürülmesini ve dolayısıyla yeni zoönöz riskini sınırlama konusunda hâlâ isteksizdi.
2020'de Mediha Kaplan'dan ince çizgili takım elbiseli Esther Ouwehand. Fotoğraf: Thomas Slijper.
'Tüm Küçük Canlılar Yardımcı Olur'
Bir yıl önce, o dönemin parti lideri Marianne Thieme, toplumumuzun en küçük üyeleri olan böceklerin merkezde olduğu, 'Tüm Küçük Canlılar Yardımcı Olur' mottosu içeren bir elbise giydi. İnsanlar Dünya'daki yaşamın yalnızca yüzde 0,01'ini oluşturuyor. Ancak hükümetin planları dünyadaki yaşamın geri kalan yüzde 99,99'unu yine de ilgilendirmiyor. Özellikle kısa vadeli insan çıkarlarına odaklı planlar yapıyorlar. Hayvanları Koruma Partisine göre siyaset, egosentrik değil ekosentrik olmalıdır.
Marianne Thieme, 2019'da Achmed Oso'nun 'Tüm Küçük Canlılar Yardımcı Olur' elbisesiyle. Fotoğraf: Jeroen Moerdijk.